Türk Savaş Sanatı:
Mete Han’dan Atatürk’e giden yol...
Edgü'de günün konuğu,Türk Dövüş Sanatları eğitmeni Ayşe Özkaya.
M: Öncelikle
bize röportaj verdiğiniz için teşekkür ederiz.
A.Ö: Ben teşekkür ederim.
M: Dilerseniz
Ayşe Özkaya’yı tanıyalım.
A.Ö: İsmim, Ayşe Özkaya, 18 Mayıs 1995 Antalya
doğumluyum ve 18 yaşıma kadar burada yaşadım. İlk ve ortaokul eğitimlerimi
doğduğum şehirde tamamladım. Daha sonra üniversite eğitimim için 2013' de
Aydın'a yerleştim. Adnan Menderes Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi bölümü
Ön Lisans mezunuyum.
M: Pekiyi, Türk
Savaş Sanatı veya gerçek ismi ile Sayokan olarak adlandırılan bu dövüş türü ile
ne zamandan ilgileniyorsunuz?
A.Ö: Bir arkadaşım
aracılığı ile üniversiteye girdikten iki ay sonra, Türk Savaş Sanatı Sayokan'a
başladım. Başlangıçta, olası bir saldırıya karşı nasıl korunacağımı öğrenmek
için kendimi bu savaş sanatına adadım. Ama sonra tutkuyla ona bağlandım.
2014 yılında Sayokan Bagatur (Kahramanlık) Oyunları
Aydın şehrinde yapılmıştı. Bu organizasyonda Sayokan camiası tanıştım ve beni
bir haylı etkiledi. Özellikle Sayokan'ın kurucusu, Yabgu Nihat Yiğit ile
tanışmam hayatımı değiştirdi. Türkiye'nin birçok bölgesinden bu etkinliğe
katılan sporcuların amacı sanki yarışma değil, Sayokan çatısı altında bir
tarihi değeri canlandırmak, korumak idi.Bu benim üzerimde derin bir izlem
bıraktı. İşte o zaman bu branşta yer almaya karar verdim.
M: Ayşe hanım
hangi yarışmalara katılmışsınız ve başarılarınız neler?
A.Ö: 2015'de
üniversite eğitimini başarı ile tamamladıktan sonra Sayokan eğitimleri için bir
buçuk sene daha Aydın'da yaşadım. Eğitimim boyunca sadece tekme yumruk atmayı
öğrenmedim. Sayokan’ın dilini, felsefesini, kültürel örf ve adetlerini
birikimlerim üzerine ekledim. Başka bir deyimle, milletimize ait, ama
unutulmaya veya yozlaşmaya başlamış olan değerlerimizi yeniden yaşamaya ve
paylaşmaya başladım.
Şimdiye kadar Sayokan müsabaka ve yarışmalarına iki
kez katılabildim.
Ilk defa 21 Mart 2015 tarihli düzenlenen Sayokan Bagatur
(Kahramanlık) Oyunları’nda, üç kız arkadaşımla katıldığım takım Tola kategorisinde, 1. lik kazanmıştık. Ve 19- 20 Nisan 2019 tarihlerinde
Elbistan’da gerçekleşen 4 Yerçi Uluğ Ay Bagatur (Kahramanlık) Oyunları’nda
, 65-70 kg arası katıldığım müsabakada
Türkiye 1.si oldum.
2015
güz dönemi kuşak közgüsü (Sayokan sınavlarına verilen isim-red.) için Safranbolu'ya gittiğimde de ilk siyah kuşak sınavımı
başarı ile tamamladım.
Daha
sonra Sayokan eğitimi aldığım alplık okulunda gerek bir müsabık olarak gerek
sokakta kendini savunabilmek açısından kendimi hem geliştirmeye hemde
öğrendiklerimi öğretmeye geleceğin Aybar (eğitimcilerimize verilen ünvan; Ay
gibi parlak ve ışık saçan manasında-red.)
adayı olarak devam ettim.
2015-2016
seneleri arasında kısa süreli de olsa Yesüken (Türk Kılıç Sanatı) ve Geleneksel
Okçuluk eğitimlerinide aldım.
Ama Kasım 2016'da Sayokan eğitimlerime kısa bir süre ara
vererek ailemin yanına Antalya'ya dönüş yaptım.
M: O zaman AKA
spor kulübü ile mi tanıştınız?
A.Ö: İdmansız kalmamak
için tek başıma olsa da idman yapabileceğim bir spor salonu araştırırken Aka
Spor Kulübü ile tanıştım. Kısa süre de olsa burada Sayokan'da öğrendiklerimi
tekrar ederek idman yapmaya devam ettim. Ama aldığım Sayokan eğitiminin
yetersizliği ve resmi bir eğitmen belgemin olmayışından dolayı 2017 Nisan ayı
üç arkadaşım ile Sayokan eğitimimizi tamamlamak ve belgelerimizi almak için
Yabgu Nihat Yiğit'in yanına Safranbolu'ya gitme kararı alarak yola çıktık.
Safranbolu'da dört arkadaş, yoldaş 2017'den 2018 Mayıs ayına kadar Sayokan
eğitimi almaya devam ettik. Yabgu Nihat Yiğit bize öğrendiklerimizin de
ötesinde bir antrenman programı oluşturarak 1 sene boyunca Sayokan'ın
inceliklerini öğretmeye devam etti. Elazığ'da düzenlenen 2017 güz dönemi siyah
kuşak közgüsünüde başarı ile tamamlayıp 2. San siyah kuşağımı belime doladıktan
sonra eğitim verebilmek için yeterli düzeye ulaşmış olsam da 2018 yılı Mayıs
ayı sonuna kadar eğitim görmeye devam ettim. Eğitmen belgemi aldıktan sonra
Antalya'ya kesin dönüş yaptım. 2016-2017 senelerinde az da olsa antrenman yapma
fırsatı bulduğum Aka Spor Kulübü'nde 2018 Eylül ayı itibari ile Sayokan
eğitimlerini vermeye başladım ve devam ediyorum. Milli savaş sanatımızı yapmak
değerlerimize ve kültürümüze elimden geldiğince sahip çıkmak ve bunu Sayokan
aracılığıyla tanıtmak benim için bir ilke ve onurdur. Sayokan'ı kuran ve Türk
milletine armağan eden benimde bu kutlu yolda yer almama vesile olan Yabgu
Nihat Yiğit'e teşekkür ederim.
M: O zaman şöyle
sorayım, neden AKA Spor Kulübü?
A.Ö: Aka Spor Kulübünde
eğitim vermeye başlamam tamamen bir spor salonundan fazlası olduğunu
düşünmemden kaynaklıdır. Gerek eğitimlerindeki başarılar, gerekse içerinde
oluşturulmuş olan aile bütünlüğü çabası bizim Sayokan Alplık Okullarımızda
yaşatmaya çalıştığımız değerler ile örtüşüyor olması benim farklı bir adrese
ihtiyaç duymamı engelledi. Sayokan eğitimleri Antalya ilinde daha önceki
yıllarda verilmiş olsa da şuan aktif olarak bu ilde eğitim veren bir şahsım
vardır. Kulüp Başkanı Murat Karakaş ve Baş Antrenör Ahmet Karakaş Sayokan
hakkında pek fazla bir bilgileri olmasa da bana salonlarında idman yapma
olanığını sağladıkları için tekrar teşekkür ederim. Tabi ki gelişmek ve büyümek
gibi bir hedefim var ve inşallah bu çatı altında çalışmalarımız devam
edecektir.
M: Ayşe Özkaya ile tanıştık ve
çok memnunuz. Ayrıca Sayokan hakkında az da olsa, artık bir fikrimiz var. Fakat
bu savaş sanatını teferrüatı ile bilmemiz lazım. Bu anlamda, Sayokan
kelimesinin etimolojisini öğrenmek istedik.
A.Ö: Sayokan, “Kağanların ve Savaşçıların Yolu” cümlesindeki
sözcüklerin baş heceleri alınarak oluşturulmuş bir sözcüktür. Yabgu Nihat YİĞİT’e göre Sayokan’da bir başka önemli konu, koyulan isimin manası ve tüm
dillerde de yazılabilmesiydi. Yani “SA” Savaşçılar sözcüğünün “SA” hecesidir.
Urkunca kalın “SA” sesidir. “YO” Yolu sözcüğünün “YO” hecesidir. “KAAN” Kan,
kağan, kaan, han demektir. Urkunca dil bilgisi kurallarına göre
düzenlenilmiştir.
M: Sayokan
tarihinden söz edermisiniz?
A.Ö: Nihat YİĞİT Türkiye’de savaş sanatlarında en
tecrübeli isimlerdendir. Avrupa ve uzak doğuda yıllarca yaşamış birçok savaş
sanatının içinde bulunmuş. Savaş sanatlarının arkasındaki düşünceyi, ülkelerin
kendi milli değerlerini ve inançlarını savaş sanatlarının içine saklayıp bir
kültür ve inanç tanımı yaptıklarını görmüş ve bu kadar büyük bir tarihe sahip
üstelik savaşçı bir milletin nasıl olurda savaş sanatı olmaz diye düşünüp
araştırmalara başlamıştır.
Tarihçiler, Türkologlar ve araştırmacılar ile uzun
yıllar çalışmış. Türklerin tarih boyunca savaşta kullandıkları ordu hareket
stratejilerini inceleyip Türklerin savaşlarda kullandığı bu stratejileri
bilimsel çalışmalar ve kendi tecrübeleriyle harmanlayıp stratejileri 1’e 1 ve
çoklu mücadelelere indirgemiştir. Ve bunları tamamen Türkçe terminoloji ile
oluşturmuştur.
Türk için Türk’e göre bir bakış açısıyla uzun
yıllar çalışıp ortaya Sayokan’ı çıkarmıştır.
Sayokan, askeri sıkıdüzeni (disiplini), sıradüzeni
(hiyerarşi) içinde barındıran, mücadelede ayakta kalmayı hedefleyen, bu
anlayışa göre eğitim veren ve ayakta kalmayı başarabilenlerin, cesaretlilerin
savaş sanatıdır. Çünkü tarih boyunca Türkler her türlü konum ve koşullarda
ayakta kalmayı başarmış bir millettir.
Sayokan’ın sert olmasının nedeni Türklerin ortaya
koyduğu milli karakterinden dolayıdır. Ayrıca Türklerin savaşa hazırlık olarak
ortaya koyduğu oyunların tümü serttir. Güç, dayanıklılık, strateji üzerinedir
ve riskleri göze alabilecek zekayı da gerektirir. Örneğin, yağlı güreş, kökbörü
(Buzkaşi), kambartep (at üzerinde tekme oyunu), atlı okçuluk, atlı cirit vb
gibi. Yani Sayokan, akıl ve beden gücünün ortaya konduğu bir savaş sanatıdır.
Amaçlarımız, Türk gençliğinin tarihten gelen milli karakterinin daima güncel
kalmasına, kuvvetlenmesine, milli önderimizin dediği gibi “…Sağlam yapılı,
güzel gövdeli ve inkılap ahlakiyatını benimsemiş…” yüzbinlere ulaşmasına katkı
sağlamaktır.
Sayokan’ ı sadece gençlerin değil, her yaştan
insanların yapmasını sağlamaktır ve bu amaca göre kurgulanmıştır. Sayokan, Türk
Milletinin tarihini, dilini, inancını eskiden olduğu gibi bugün de dünya
üzerinde savaş sanatları alanında güncel ve canlı tutmak gibi bir görevi
üstlenmiştir. Bu hedef sadece bedensel kabiliyetlerle olacak bir iş değildir.
Önce tüm Türk Milleti’nin kabulü, sonra yaşlı, genç demeden herkesin kapasitesi
kadar gayretli varlığı ile mümkündür. Yarının neler getireceği, iktidarların
politikalarının nasıl sürprizler doğuracağı belli olmaz. Ancak Türk Milletinin
her ferdi kalbî, zihni olduğu kadar bedensel de sağlıklı, her zaman vatan
müdafaasına hazırlıklı olmalıdır. Bundan dolayı, Sayokan her yaştan Türkler
içindir. Sayokan içinde hazırladığım “Basagar” eğitim programı bunun içindir.
Yarışmalara hazırlanacak gençlerimiz içinse “Alagan” eğitim programını
hazırladım. Bugün Sayokan içinde 35-80 yaş arası, akademisyen, iş adamı,
çeşitli meslek erbapları yer almaktadır.
Ne demiş ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK:
“Biz, millet
için ve millet ölçüsünde spor istiyoruz. Birinci gelen
tekler istemiyoruz. Sağlam yapılı, güzel gövdeli ve inkilap
ahlakiyatını benimsemiş onbinler ve yüzbinler istiyoruz.” (M.Kemal Atatürk,
Ülküm Dergisi, Şubat 1933, sayı 1)
A.Ö: Sayokan Dünya Federasyonu, 12 Aralık 2005 yılında,
"Yabgu" Nihat Yiğit tarafından 5 Sayokan derneğinin bir araya
gelmesiyle 5253 sayılı kanun hükümlerine göre merkezi Ankara'da
kurulmuştur.
Sayokan Dünya Federasyonu, savaş sanatları alanında Türkiye'de kurulan ilk özel federasyondur. Hiç bir devlet kurumu, özel kuruluş veya özel sektörden destek almadan, kendi iç kuvvetleriyle bütçesini oluşturan ve faaliyetlerini yürüten bir federasyondur.
Sayokan Dünya Federasyonu, Türkiye'de ki savaş sanatları camiası içinde yer almayan, farklı yönetim ve anlayış bilgi dallarıyla (disiplinleriyle) oluşturduğu milli ve manevi öğretileriyle hedeflerini gerçekleştirmeye çalışan bir federasyondur.
Sayokan Dünya Federasyonu, bugünün ve geleceğin Türk tarihi içinde varlığını, milli bir görevle ortaya koymaya çalışan, geçmişten ise unutulmuş kavramları, tarihi şahsiyetleri, Türk milletinin akıl ve beden gücü ilişkisini tüm faaliyetlerinde görselleştirme çabasında olan bir federasyondur.
Sayokan Dünya Federasyonu, savaş sanatları alanında Türkiye'de kurulan ilk özel federasyondur. Hiç bir devlet kurumu, özel kuruluş veya özel sektörden destek almadan, kendi iç kuvvetleriyle bütçesini oluşturan ve faaliyetlerini yürüten bir federasyondur.
Sayokan Dünya Federasyonu, Türkiye'de ki savaş sanatları camiası içinde yer almayan, farklı yönetim ve anlayış bilgi dallarıyla (disiplinleriyle) oluşturduğu milli ve manevi öğretileriyle hedeflerini gerçekleştirmeye çalışan bir federasyondur.
Sayokan Dünya Federasyonu, bugünün ve geleceğin Türk tarihi içinde varlığını, milli bir görevle ortaya koymaya çalışan, geçmişten ise unutulmuş kavramları, tarihi şahsiyetleri, Türk milletinin akıl ve beden gücü ilişkisini tüm faaliyetlerinde görselleştirme çabasında olan bir federasyondur.
Bütün resmi faaliyetlerini bu federasyon çatısı altında gerçekleştirmiştir.
Sayokan Dünya Federasyonu, yurt dışındaki faaliyetlerini tüzük hükümlerine göre
atadığı ülke temsilcilikleri ile yürütmektedir.
Sayokan Dünya Federasyonu, Japonya, Çin, Kore ve
Tayland gibi milli savaş sanatlarına sahip ülkelerle rekabet edebilmek için 80
bin metrekarelik alan üzerine kurulu bir dünya merkezi (Türük Korgan) projesini
hayata geçirmiştir. 140 yataklı, lokantası, kafeteryası, konferans salonu,
yarışma alanı içerikli tesiste ayrıca, Türk Kılıç Sanatı- Yesüken, Geleneksel
Okçuluk ve Atlı Okçuluk gibi dallarda da hizmet verecektir. Bu tesis 1500 yıl
öncesine ait Türk otağ mimarisine göre tasarlanmıştır.
M: Bunlar güzel de, bir
federasyon olarak Türk dünyası ile ilişkileriniz nasıl?
Devamı bir sonrakı yayınımızda
Post a Comment